Eren Kahraman

Türk Toplumunda Meydana Gelen Sosyal Değişimler

Eren Kahraman

Yaklaşık 10 yıldır daha detaylı şekilde göz önüne getirilen toplumdaki sosyal değişimler son günlerde

Sosyal Medya kullanımının yaygınlaşması ile daha çıplak şekilde gözler önüne sürülür oldu.

Peki bu sosyal değişim tam anlamıyla nedir?

Belirli standartlarda toplumların dönemsel değişimlere ayak uydurma çabasında bulunduğu dönemlerde

toplumun çarpık yaş skalasındaki insanların kendileri ve toplumun diğer bireyleri ile çatışma haline

girmesi demektir. Peki bunun sorumlusu sadece internet kullanımının yaygınlaşması mı?

Tabii ki hayır. Toplum içerisinde sosyal ve ekonomik problemler de buna dahildir.

Toplum sürekli zorlaşan bir sosyoekonomik baskının içerisinde olduğu için kendi içerisinde daha fazla

düşünür hale getirilmeye zorlanıyor... Bu dayatmanın neticesinde bireyler kendi içlerine kapanık ve asosyal

bir insana dönüştürülüyor. Dayatılan bu sistemin en karmaşık denklemi bireylerin toplum içerisinde yaşanan

olaylara daha farklı bir vicdan muhakemesinde karşılık vermesi. Gün içerisinde yaşanan yüzlerce olaya

milyonlarca insan sosyal medya aracılığı ile milyonlarca farklı vicdan muhakemesi ile karşılık veriyor.

İşin en garip tarafına değinecek olursak bireylerin belirli bir bölümü kendi vicdan muhasebelerini gelebilecek

başka yorumlara kapatıyor. Bunun neticesinde ise birden fazla bağnazlık örneği ortaya çıkıyor.

Bağnazlık genel bir şekilde topluma yayılınca sosyal problemlerde üzerinde ekleniyor.

Tüm bunların sonucunda toplumda genel ve gereksiz bir ruh sağlığı dengesizliği oluşuyor.

Oluşan bu dengesizlikte ise bireylerin artık tahammül seviyesi gitgide azalıyor.

Ve daha sonrasında ise kendisini yeni tanıştığı bu sosyal değişimde güçsüz bir pozisyona getiriyor

sonraki süreçte ise toplumun başka bağnaz kesimlerine nefretle ve kindarlıkla bakıyor.

Çünkü milyonlarca farklı vicdan muhakemesinin olduğu bir ülkede herkes kendi doğrusunu savunmakta

İşin en kötü yanı bunun dünyanın değişim çağına denk gelmiş olması ve kendi içerimizde ki sorunları

çözecek gücü yavaş yavaş kaybediyor olmamız. Umutsuzluğun arttığı toplumda birey kendisini güçsüz hissetmemek için

her konuya hakim olmaya çalışıyor. Ancak kendi içerisindeki karamsarlıkları ortadan kaldıramadığı için hem dünyadaki yeni çağdan

hem de kendi toplumunun yakalamaya çalıştığı yeni çağdan kendisini soyutlamaya başlıyor. Bu süreci sağlıklı bir psikoloji ile ilerletemeyen

birey bu sefer geçmişine takılı kalıp modern tabir ile 'flashback' yaşamaya başlıyor... Yaşanan bu geriye dönük anıların gözünde

canlanması ile bireyin toplum içerisinde umutsuz bir tavır kaçınılmaz oluyor. Üstesinden gelmeye çalıştığı her 'flashback' anında

kendisini daha karamsar bir ruh haline sokuyor...

Tüm bunların çözümüne yardımcı olacak tek etken ise. Bireyin toplum içerisinde sosyalliğini arttırabilecek psikolojik gücü

kendinde Oluşturması. Bunun içinde kendisine bir başlangıç çizgisi belirlemesi ve kendisine yeni hobiler edinmesinden geçmektedir...

Yazarın Diğer Yazıları