Günlerden 17 Mart 2022 Perşembe.. Berat Kandili… Ne güzel bir tesadüftür ki, ertesi gün Müslümanların
bayramı kabul edilen Cuma günü.. Müslüman halkın ekseri çoğunluğu işini gücünü bırakır Cuma namazına gider… 17
Mart Perşembe gecesi kandil nedeni ile camilerimiz, Tv, radyo, Faacebook vb . iletişim araçlarında kandil, yazılı sözlü
mesajlar ile bir heyecanla kutlandı.
Ertesi Cuma günü Cuma namazında; İmam hutbeye çıkar ve hutbe okur. Tabii ki, doğal olarak haftanın konusu
Yedi Düvelin hizaya getirildiği, Türk Milletinin Destanının yazıldığı en büyük zaferimiz Çanakkale Zaferi’nin 107.
Yıldönümü.. İmam 10-15 dakikalık hutbesinde; zaferden bahsetti, Milli Şairimizin şiiri ile taçlandırdı.. Ama, Çanakkale
Zaferimizin mimarı Ulu Önderimiz Atatürk ve silah arkadaşları hakkında ne yazık ki, tek bir cümle etmedi! Tabi ki,
hutbe Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlandığı için, imam emir kulu olarak, zımmen verilen emri yerine getirmiş
oldu!
Peki, Sormak gerekmez mi? Bursa, Balıkesir başta olmak üzere, en az 16 camide bizzat hutbe okuduğu kesin
olarak bilinen, Cephede savaşırken, vatan sevgisinin ağırlığı ile annesinin cenazesine katılamayan, en az bir imam kadar
dini bilgiye sahip olan, kuranı kerimi defalarca (öyle iş olsun diye değil) anlayarak okuyan, Bir yaz günü Gemi ile yaptığı
bir gezide; genç bir ecnebi din görevlisine ‘’çocuk ben bu yasak olan birayı içiyorum, ama allah içimizi biliyor,
yaptığımız bu hizmetler karşısında O da bizi bağışlar inşallah’’ diyen, Ölürken son nefesinde ‘’ve aleyküm selam’’ diye
cevap veren (kim bilir son nefesinde karşısına kim geldi de selam aldı, sanırım gelen sıradan biri olmasa gerek…)
‘’Benim hatırım için içki içen sizler, yarın bir başkasının hatırı için bu vatanı satarsınız’’ diyen bir komutan, bir kurtarıcı,
bir lider; bir fatihayı hak etmiyor mu? Hani bizim dinimizde Yaratıcı ‘’kul hakkı ile gelmeyin, her şeyi afederim ama kul
hakkını afetmem, o hak sahibine aittir.’’ Demiyor mu? Bu ülkenin kurtarıcısının özgürce kıldığımız namazımızda vs.
ibadetlerimizde hiç mi kul hakkı yoktur. Bunu anlamak için özgür olmayan uluslarda Müslümanlar daha mı özgür ibadet
ediyorlar? Özgürlüğün olmadığı yerde ibadet mi olur? Kuranı Kerimde en az 60 ayetinde geçtiği üzere, hiç mi
düşünmezsiniz? Hiç mi akıl edinmez siniz yahu? Sahi, Yoksa, O Kurtarıcılarımızın adını anmamaya, ruhlarına bir fatiha
dememek için, bir fatiha okumamak için yeminli misiniz!
Şunu diyebilirsiniz; efendim, tüm şehitler, tüm gazilerimizin ruhuna dedik ya!.. diyebilirsiniz. O zaman şunu
sormak gerekir. Peki, İstanbul’un Fethini kutlarken de; O büyük komutan, o büyük devlet adamı Fatih Sultan Mehmet
hanın adını kullanmayın, orada da tüm şehitler, tüm gazilerin ruhuna deyip geçelim! Yapabilir misiniz ? Asla
yapamazsınız! Evet doğrusu da yapmamanız, yapmamamız gerekir. Öyle ise, 30 Ağustos Bayramı, Cumhuriyet Bayramı
gibi milli bayramlarımızın kutlanmasında, emeği geçen o 3-5 komutanın isminin zikredilmesi, ruhlarına bir fatiha
okunmasının çok görülmesi nedendir? Neden onların kahramanlıklarını size söylenen kaynakların dışında altarnatif
kaynaklardan öğrenme zahmetinde bulunmazsınız? Acı olan o dur ki, Tüm dünya O Büyük önderi anlamış, önünde saygı
ile eğilirken, asıl saygı ve minnet duymamız gereken Aziz milletimizin içinden O’nu anlayamayan, anlamak istemeyen,
Atatürtk, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir gibi aziz kurtarıcılarımıza bir fatihayı çok gören kişi ve kişilerin
olmasıdır. (Allah objektifçe düşünmeyi, akıl edinmeyi nasip etsin.)
(Cephede namaz kılan iki büyük komutanlar; İsmet İnönü ve Kazım Karabekir’dir. İsmet İnönü tenha bir yer
bulup orada namaz kılarken, Kazım Karabekir; Askerleri siper edip, arkasında namaz kılarmış. Ayrıca, Pembe Köşkün alt
katında mescit olup, İsmet paşa,her gece saat; 2-3 sularında mescite inip namaz kılarmış (Mevhibe İnönü’nün
Hatıratlarından , Önyargısızca bilmek isteyenlere..) ) Onların tek eksiği, ibadetlerini birileri görsün diye göstere göstere
yapmamışlar, allah için yapmışlar. (ki doğru olan odur.) Allah onlardan razı olsun, Kötü niyetlilere fırsat vermesin ,
inşallah!…
Unutmamak gerekir ki; özgürlüğümüze ve bağımsızlığımıza vesile olan; Atatürk, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak,
Kazım Karabekir başta olmak üzere, Birinci Dünya Savaşında ve Kurtuluş savaşımızda emeği geçen, Er’inden
General’ine kadar tüm askerlerimiz; haklarınız helal ediniz, (Sizlerden Kıymet bilmezler adına özür dileriz!) Ruhlarınız
şad olsun, Mekanlarınız cennet olsun, Peygamber Efendimiz komşunuz olsun. İnşallah. Amin, Amin, Amin….
