Prof. Dr. Ekrem Ünal, trombositler hakkında bilgi vererek konuşmasına başladı: “Trombosit, vücudumuzda pıhtılaşmayı sağlayan hücrelerdir. Bunlar milimetre küp başına 150 bin ile 400 bin adet olup, aktif halde değil yuvarlak haldedirler. Bir yerde bir kanama olduğunda şeklini değiştirir. Bu da pıhtı oluşumunun ilk basamağını oluşturur. Trombositin eksikliğinde kanamalar görülür. Cilt, ağız, burun ve hatta beyin kanaması ve iç kanamalar görülebilir. Trombosite ITP gibi iyi huylu hastalıklarda, kemoterapi tedavisi alan erişkin ve çocuk hastalarda ve kemik iliği nakli olan hastalarda ihtiyaç duyulmaktadır.”
NASIL BAĞIŞLANIR?
Ünal, bu hücrelerin bağışlanması hususunda “Trombosit bağışı iki şekilde yapılabilmektedir. Bu bağışlardan birinci yöntemi kan bankasına gelerek torbaya verilen kanlardaki 150 ml’lik trombosit elde edilir. Aynı kan grubunda olan kişilerin trombositleri birleştirilip trombosit havuzu oluşturulabilir. Bir diğer alternatif ise cihaza bağlanan bir insandan sadece kan pıhtılaştıran hücrelerin toplanması ve geri kalan kanların geri verilmesidir. İkisinin arasında kalite farkı yoktur. Fakat torbaya verilen kanda aynı zamanda kan kaybı da olmaktadır. Trombositin yanında eritrosit plazma da verildiğinden dolayı torbayla kan bağışlayan en erken 3 ay sonra tekrar kan verebilirken, aferez cihazına bağlanırsa 15 günde tekrar kan verilebilir” ifadelerini kullandı.
GÜNDEM
1 gün önceYEREL HABERLER
5 gün önceASAYİŞ
6 gün önceSOL MANŞET
6 gün önceGÜNDEM
6 gün önceGÜNDEM
6 gün önceEKONOMİ
6 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.