DOLAR 32,5591 0.24%
EURO 34,7963 -0.05%
ALTIN 2.492,610,34
BITCOIN 20678643,85%
Kayseri
21°

AÇIK

04:46

İMSAK'A KALAN SÜRE

X

Kadın DEVA’da Yaşayacak!

İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hukuken YOK HÜKMÜNDEDİR, kabul edilemez.

ABONE OL
Eylül 24, 2022 20:02
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye, 20 Mart gecesi Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile resmi adı ‘Kadınlara Yönelik
Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi
Sözleşmesi ’olan kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi’ olarak bilinen sözleşmeden alelacele
çekildiğini Resmi Gazete’de yayımlayarak bildirmiştir.
İstanbul Sözleşmesi ülkelerin örf ve adetlerine uygun olarak iç hukuklarını düzenler ve
kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için imzacı devletlere sorumluluk yükler.
İmzalandıktan sonra gereğince uygulandığı ülkelerde olumlu sonuçları bugün artık tespit
edilmiştir. Bugün Türkiye dünya çapında toplumsal cinsiyet, eşitlik, refah vb. konulu raporlarda,
endekslerde son sıralarda yer almaktadır. Örneğin kadın, barış ve güven endeksi ülkeler
sıralamasında Türkiye 167 ülke içerisinden ancak 11. sırada yer alabilmiştir.
İstanbul Sözleşmesi ülkemizde 2011 yılında, halen görevde olan bugünkü iktidar yetkilileri
tarafından herhangi bir şerh düşülmeden TBMM tarafından onaylanmıştır. Ancak, gerekli
uygulamalar yıllar içinde yetersiz kalmış ve hatta kadını koruyamamıştır. O gün mecliste 246
vekilin kabulü ve 1 vekilin çekimser oyuyla kabul edilen İstanbul Sözleşmesi, bugün usulsüzce ve
milletin iradesi yok sayılarak feshedilmiştir.
Mademki sözleşme Türk aile yapısıyla bağdaşmıyor, neden onaylanmıştır?
Neden aradan 10 yıl geçtikten sonra çekilme kararı alınmıştır?
Neden bunca yıl artarak devam eden kadın cinayetlerine rağmen İstanbul sözleşmesi
gündemde tutulmamıştır?
Neden sözleşmeden çekilme nedenleri arasında şiddet mağduru kadınların
korunamaması yer almamaktadır?

1

Oysaki, bu karar Anayasa’nın 87. 90. Ve 104. Maddeleri göz önüne alındığında yok
hükmündedir. Uluslararası sözleşmeler yetki ve usulde paralellik ilkesi gereğince kabul edildiği
usulde feshedilmelidir. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi 2011 yılında TBMM tarafından onaylandığı
için yine TBMM tarafından çıkarılacak bir kanun ile yürürlükten kaldırılmalıdır.
Hukuk var ama uygulama kısmı yetersiz. Kanunlar kadını korumada yetersiz kalıyor.
Bugün Türkiye’de kadınların öğrenilmiş çaresizlikleri var, kader diyerek katlandıkları
şiddet bunların başında geliyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre,
2020 yılında 300 kadın öldürüldü ve bunlardan 171’i şüpheli ölüm.
Ülkemizde kadına şiddet ve cinayetler sonucu günde ortalama bir kadın ölüyor.
Sayısını bilmediğimiz kadın ve çocuk da şiddete, istismara maruz kalıyor ve hayatları
kararıyor. Cezaların yetersiz ve etkisiz kalması planlı kadın cinayetlerini arttırıyor.
Bugün yargı kararları potansiyel katil ve istismarcı biriktiriyor, hatta teşvik ediyor.
Bir koca ‘Kanunlar benden yana ben de öldürdüm ’cümlesini çok rahat kurabiliyor.
Hukukun ve güvenin olmadığı bu ortamda kadınlarımız kendilerini korumasız ve çaresiz
hissediyorlar. Alınan koruma kararlarına rağmen koruma kararlarının ihlali durumunda maalesef
etkin bir yaptırım da söz konusu değil. Halbuki bir kadın ancak bıçak kemiğe dayanmışsa hayati
endişesi, korkusu varsa kolluk güçlerine sığınır, korunma talep eder. Barıştırsınlar diye değil!
Bizler bir canı daha kaybetmemek için çabalarken devlet yükümlülüklerini yerine
getirmesini destekleyen anlaşmadan çekilmiştir.
İstanbul Sözleşmesi’nde de belirtildiği üzere şiddet mağdurunun korunması, devletin
koruma mekanizmalarının harekete geçirilmesi, kadının maddi manevi yönden
güçlendirilmesinin sağlanması, şiddet mağduruna psikolojik destek sağlanması, devletin
tazminat yükümlülüğünü yerine getirmesi ve sığınma evlerinin sayısının anlaşmada yer alan
şekilde arttırılmasını beklerken tek bir imza ile sözleşmenin feshedilmesi kararı vicdanlarımızı
kanatmış, mevcut yasaların şiddet mağdurunu koruyacağına dair inancımızı kaybetmemize
neden olmuştur.
İstanbul Sözleşmesi’nden usulsüz çekilen iktidar kadar, konuyu çok farklı mecralara
taşıyan toplum kesimlerinin de vebali ve sorumluluğu büyüktür.

En az 10 karakter gerekli

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.