DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34575756,11%
Kayseri

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

İlker Başbuğ’dan ‘Suçlamalara karşı gerçekler’ yanıtı!

İlker Başbuğ’dan ‘Suçlamalara karşı gerçekler’ yanıtı!

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Erdoğan arasında geçen hadisede sular durulmuyor. Tartışma tırmanmaya devam ederken, İlker Başbuğ'dan Erdoğan'a 'Suçlamalara karşı gerçekler' yanıtı geldi. Günlerdir tartışılan FETÖ'nün siyasi ayağı hakkındaki açıklaması nedeniyle hakkında dava açılan Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ kendisini savundu. Erdoğan'nın dün ''Meclis'e saygısızlık ediyorsun, boru göstermeye benzemez'' demesi üzerine Başbuğ, “İrtica ile Mücadele Eylem Planını" hatırlatarak, bildiklerimizi söylemekten hiçbir şey bizi alıkoyamayacaktır" ifadelerini kullandı.

Eylül 24, 2022 05:05
İlker Başbuğ’dan ‘Suçlamalara karşı gerçekler’ yanıtı!
0

BEĞENDİM

İlker Başbuğ geçtiğimiz hafta katıldığı bir televizyon programında FETÖ'nün siyasi ayağı ile ilgili olarak 2009 yılında Meclis'ten geçen bir düzenlemeyi hatırlatmıştı. 26 Haziran 2009'da kabul edilen düzenleme askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmalarını sağlıyordu. Başbuğ FETÖ'de siyasi ayağın tespiti için bu teklifi getirenlerin araştırılması gerektiğini vurgulamıştı. Erdoğan ise, Başbuğ'un bu açıklamasına  grup toplantısında sert tepki gösterdi ve partisinin milletvekillerine “dava açın” çağrısı yapmıştı. Erdoğan ve Başbuğ arasındaki 'Bu boru göstermeye benzemez' hadisesi yükselmeye devam etti. İlker Başbuğ ise şahsına yöneltilen suçlamalara karşı yazılı bir metin yayınladı. Başbuğ'dan 'Suçlamalara karşı gerçekler' yanıtı gecikmedi.

Erdoğan'ın kendisini eleştiren ifadelerine yanıt veren Başbuğ ise, tartışma konusu olan yasa değişikliğiyle ilgili olarak “Bu iki değişiklik yapılmamış olsaydı Kayseri ve Erzincan soruşturmaları ile 2009 yılında bile FETÖ’ye ciddi bir darbe indirilebilirdi” yorumunda bulundu.

Başbuğ'un internet sitesinde yayınlanan 'Suçlamalara karşı gerçekler' başlıklı cevap metni şu şekilde:

“1. 28 Ağustos 2008 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı görevine başladım.FETÖ liderine gönderilen bir mektuptaki “yeni Genel Kurmay Başkanı’nın Zatı Alinize ve yapılan hizmetlere bakışı son derece menfidir.” ifadesi göreve başladığım ilk günlerden itibaren FETÖ’nün hedefine konulduğumu açıkça göstermektedir. Görevde bulunduğum 2 yıl FETÖ tarafından Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı kurulan komplolara karşı mücadele ile geçti.

2.Bu mücadele çerçevesinde; 12 Haziran 2009 tarihinde sözde “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nın basında yer alması üzerine Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından soruşturma açıldı. Soruşturma konusu suç askeri mahalde asker kişi tarafından işlendiği iddia edilen bir suçtur. Askeri Savcılık yaptığı soruşturma sonucunda 24 Haziran 2009 tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığı kararını verdi.4 Mart 2009 tarihinde Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı Kayseri’de asker ve sivillerden oluşan gizli bir yapılanmayı tespit etti. Asker şahıslar ifadelerinde ışık evlerinde yetiştiklerini itiraf ettiler, hakkında soruşturma yapılan 5 sivil kişiye ise ulaşılamadı.

3.07 Ocak 2009 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun tasarısı Başbakan’ın imzasıyla Hükümet tasarısı olarak sunulmuştu.

Bu Hükümet tasarısındaki maddelerin görüşülmesinin tamamlanmasını müteakip 26 Haziran 2009 tarihinde gece yarısı saat 00:59’dan itibaren Hükümet tasarısında olmayan iki adet önerge sunulmuştur.Birinci önerge ile asker olmayan kişilerin askeri mahkemelerde yargılanmasına son verilmesi amaçlanmıştı. 3 Kasım 2016 tarihinde TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonundaki beyanımda ifade ettiğim gibi “Bu değişiklik tartışılabilir. Demokratik ülkelerde sivil şahıslar sivil mahkemelerde yargılanabilir.” Ancak, unutulmamalıdır ki bu değişiklikten ilk faydalanacak kişilerin FETÖ’nün TSK’ya karşı Kayseri’de kurduğu komploya katılan beş sivil olduğu ortadadır.Birinci önerge-CMK 3. Maddeye ek yapılmasına ilişkin İkinci önerge ile bir kelime değişikliği ile askeri şahısların askeri mahallerde işledikleri suçlar nedeniyle sivil mahkemelerde yargılanmasının önü açılıyordu. Burada önemli olan nokta bu önerge ile getirilmesi istenilen değişikliğin Anayasa’nın Askeri Mahkemelere ilişkin 145. maddesine açıkça aykırı olmasıydı. Hukukun üstünlüğünü öncelikle gözetmesi gereken Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Anayasa’ya aykırı olduğu açıkça ortada olan bu önergenin getirilmesindeki dikkat çekici bir diğer nokta ise Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın 24 Haziran 2009 tarihinde vermiş olduğu Kovuşturmaya Yer Olmadığı kararından 2 gün sonra olmasıdır.

İkinci önerge-CMK 250. Maddede iki kelimenin değiştirilmesine ilişkin
30 Haziran 2009 tarihinde Albay Dursun Çiçek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ifadeye çağrıldı ve tutuklandı. Anayasaya aykırı olmasına rağmen yasa değişikliği ile amaçlanan yasal zemin gerçekleştirilmiş oldu. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in yürütmekte olduğu soruşturmanın FETÖ’ye ulaşması üzerine Erzurum Özel Yetkili Savcılığı soruşturmaya müdahale etti. Savcılık, Dursun Çiçek’in hazırladığı iddia edilen İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın uygulama alanının 3. Ordu Karargahı olduğunu ileri sürüyordu. Bu açıdan Dursun Çiçek’in durumu FETÖ için önemliydi.

 

kamupersoneli.net

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.