Kayserili Şair-Yazar Emişe Altun 38 DATA TV mikrofonlarına yaptığı açıklamada kitaplarını niçin yazdığını açıkladı.Kitaplarının içeriklerini anlatan Altun 5. katbını köyünden esinlenerek 1959 Kayseri, Erkilet Emmiler Köyü adına yazdığını sözlerine ekledi.
Altun açıklamasında ” Babam çiftçilik yapardı, annem zaten köyde ev hanımıydı. 2 abim, 1 ben, toplamda 3 kardeştik. Ben 7 yaşındayken küçük bir kardeşim oldu. İlkokulu köyde okudum. 1. ve 2. sınıfı Saliha Kum Paşa’da, 3., 4. ve 5. sınıfı Hacı Ali Karamercan İlkokulu’nda okudum. 6 yaşında gidiliyordu ya, kardeşim doğunca annem beni okula göndermiyordu. Beni okula yazdılar ama ailem göndermedi. Ben kardeşime analık yaptım. Sonra buraya geldik, kardeşim benimle beraber okula gider gelirdi. Mesela 1 kitap okurduk, onu noktasıyla virgülüyle bana anlatırdı.
Bir tane kitap yazdım, 8 yaşından bugüne kadar olan hatıralarımı yazdım.
Bizim 2 tane atımız vardı, biri deli at, biri akıllı at. Biri tepiklerdi, sinirlendiğinde babamı yaralardı. Babam genelde cebinde şeker taşırdı. At sinirlendiğinde babama şeker verirmiş. Hatta bir kere babam atı kamçıyla vurmuş, at da babamı yatırıp kemiklerini kırmış. Babam atlardan çok korkardı. İneklerimiz, eşeklerimiz vardı. Ömrüm tarlalarda geçti. Mesela babam hastalanırdı, ciğerinde hastalık varmış, ondan dolayı Almanya’ya gidememiş. Hep anlatırdı bize. Ben babama, kardeşime bakardım. Camdan kafamı uzatıp bakardım. Çocuklar oyun oynarlardı, hep onlara özenirdim. Çocukluğumu yaşayamadım.
Yokluk çekmedim, babam çalışırdı, kazanırdı. Biz köydeyiz, babam burada at arabası sürerdi. Bir gün geldi eve, o zamanlar 75 TL borcu varmış. Ben çocuktum, tabii o zamanlar babam köye geldiğinde borcu olan kişiye avucunu aç dedik, gelen kişi avucunu açtı. Babam 25 kuruş, 50 kuruş, 1 TL falan koydu bozuk paralarla, 75 TL verdi. Benim de o kadar zoruma gitti ki, anlatamam size.
Ama köy odalarına çok giderdi, kumar oynardı. Köyde 4-5 kişiydi bunlar, senede 2-3 ay cezaevine girip çıkarlardı. Annem inekle, danayla uğraşırdı, bize bakardı.
Bir anım var, hiç unutmam. Annem hamile, babam cezaevinde. Affedersiniz, annemin sancısı tuttu. Babamın annesi ölmüş, amcam ırmağa gitmiş. Yaklaşık 10 sene önce bir tanesi iftira etmiş, dövmüşler, öldü diye atmışlar. Sonra amcamı sedyeyle getirmişler, bir yerine kan damlamış, ölmüş. Üvey annesi gelmiş, çok da iyi bakarmış. O günden sonra annemin sancısı tuttuğu zaman, “Hadi, Mülayim Hanım’ı çağır, annemin sancısı var, ebeyi çağırsın” dedi. Gittim, Mülayim Ana, annemin sancısı varmış, ebeyi çağıracakmışız, dedim. “Hadi kızım, koş” dedi ve beni bir yere yolladı. Orada da ben koşturdum. Ocak, her yer kar, 6-7 yaşlarındayım. Ebeyi getirdim, hepimiz bir odanın içindeyiz. Benden bakır tabak ve tuz istediler. Getirdim. Annem de doğum yaptı, kardeşimin her yerine tuz sürdüler. Bende çocuk olduğum için çok merak ettim, kardeşimi toprağa sardılar. Mülayim Ana dedi ki, “Kızım, şunu götür de yıka” dedi. O soğukta, ben mahalle çeşmesine gittim, nasıl yıkadığımı hatırlamıyorum. Neyse, eve gittim. Annem nereden geldiğimi sordu, ben de “Mülayim Ana çamaşırları yıkamaya götürdü” dedim. Hâlâ titriyordum. Annem, “Gel kızım” dedi, beni bağrına bastı, kıyafetleri sobaya serdi. Annem ciğeri yok ki, o kadının ne gereği vardı? Ben sonra yıkarım dedi. Uyumuşum, gözümü açtığımda mahalledekiler pekmez, yemek falan getirmişler. “Yemek yesinler” diye. Bu anı hiç unutmam.
Benim yazarlık çocukluktan başladı. Babam bana el işi yapma, seni okutayım dedi. Ben de kız çocuğum, herkesin elinde dantel falan var. Bende meraklandım. Sonra babam gördü ve dedi ki, “Madem sen el işi yapıyorsun, ben senin ellerinin iğne, iplik değil, kalem tutmasını istiyorum” dedi. Ve şunu ekledi: “Seni ilk gelen damat adayına vereceğim” dedi ve gerçekten de ilk gelen adaya verdi. Ben o zamanlar 13 yaşındaydım, çocuk gelin oldum. Adliyeye gittik, babam bana dedi ki, “Hakim sana, senin yaşın küçük, evlenemezsin derse, yok hakim bey, yaşım büyük diyeceksin, ben evlenmek istiyorum diyeceksin” dedi. Hakim de zaten çağırmadı beni, babamın imzasıyla halloldu.
Ben çok kitap okurdum, yerli yabancı vb. Belki 500-600 tane kitap okudum. Annemden gizli olarak okudum tabii ki, annem gördüğü zaman alıp sobaya atıyordu. “Yaralık Hikayem” orada kaldı. Ve 61 yaşında başladım, bugünlere kısmetmiş” diye konuştu.
SPOR
3 gün öncePOLİTİKA
5 gün önceASAYİŞ
5 gün önceGÜNDEM
5 gün önceASAYİŞ
5 gün önceGÜNDEM
6 gün önceASAYİŞ
7 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.