Aşkın Genç'ten Faiz Oranlarına Sert Tepki

Merkez Bankası yılın 8.faiz kararını açıkladı.

Merkez Bankası yılın 8. faiz kararını açıkladı. Merkez Bankası tarafından

yapılan açıklamada politika faizlerinin 750 baz puan artırıldığı belirtildi.

Seçimin ardından yükselen faizler Ağustos ayında da artmaya devam ederek

yüzde 25'e ulaştı.

Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri Milletvekili ve CHP Ekonomi Masası Üyesi

Aşkın Genç, Merkez Bankası'nın bugün belirlediği yeni faiz oranlarına dair

açıklamalarda bulundu.

Merkez Bankası'nın Haziran, Temmuz aylarında toplam 900 baz puanlık faiz

artışıyla politika faizini yüzde 17,5'e çektiğini, enflasyon görünümünde belirgin

düzelme olana kadar kademeli sıkılaşmanın devam edeceği yönündeki

açıklamasını hatırlatan Genç, 'Seçim öncesi 'Nas var' diyen Sayın

Cumhurbaşkanı bugün Nas'ı unuttu. Son kararla faizler yüzde 25 seviyesine

geldi. Piyasa beklentilerinin çok üzerinde bir artış yaşandı. Ancak aynı

zamanda enflasyon da yükselmeye devam ediyor. Temmuz ayı enflasyon

rakamları aylık yüzde 9,49 olarak gerçekleşti. Bu oran daha da yukarı çıkacak.

Özellikle sonbahar ve kış döneminde çok yüksek enflasyonla karşı karşıya

kalacağız. Merkez Bankası, enflasyonda düşüş eğilimi görene kadar faiz

yükseltmeye devam edecek. Enflasyon verilerini göz önüne aldığımızda

önümüzdeki yıl ortasına kadar faizin kademeli olarak artacağını görüyoruz'

ifadelerini kullandı.

'İKTİDAR EKONOMİYİ BATAĞA SÜRÜKLEDİ'

'Ülke ekonomisinin şu an için 3 temel göstergesi var. Bunlar; döviz kuru, faiz

oranları ve enflasyon' diyen CHP'li Genç, 'Döviz kuru tarihin en yüksek

seviyesinde, faiz oranları her geçen gün artıyor, enflasyon ise TÜİK makyajlı

rakamlarının bir yana bırakırsak yüzde 100'ün üzerinde seyrediyor. Tüm

bunların yanına bir de Kur Korumalı Mevduat'ı eklediğinizde ülke ekonomisinin

geldiği noktayı çok net görüyoruz. İktidar, seçimden sonra ekonomiyi batağa

sürükledi' ifadelerini kullandı.

Genç sözlerini şöyle tamamladı:

Böyle bir ekonomi yönetiminden halka hayır gelir mi? Bugün vatandaşlarımız

yoksullukla, açlıkla sınanıyor. Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul

olduğu bir dönem yaşıyor. Emekli, çiftçi, işçi, öğrenci kısaca toplumun tüm

kesimleri büyük bir ekonomik krizin pençesinde. Körfez ülkelerinden sıcak

para arayıp, Cumhurbaşkanı'nın tabiriyle 'asset'lerimizi satarak ekonomi

yönetilemez. Sayın Erdoğan'ın bahsettiği assetlerimiz yani varlıklarımız bu

ülkenin dişiyle tırnağıyla kurduğu köklü kuruluşlardır. Hepimiz takip ediyoruz,

İzmir Alsancak Limanı, Birleşik Arap Emirlikleri'ne ait bir şirkete satılacak.

Burası Mustafa Kemal Atatürk'ün 1933 yılında milleştirdiği bir liman. Böyle mi

sahip çıkacağız değerlerimize? İktidarın dilinden düşürmediği yerli ve millilik

bu mu? Ne yazık ki Alsancak Limanı'nın ardından Körfez ülkelerine satışlar

devam edecek. Bugün Türkiye ekonomisinin tek çıkış noktası vardır, o da

üretim. Bunu kabul etmeyen hiçbir ekonomi yönetimi başarılı olamaz. İktidar

ve ekonomi kurmayları ülke ekonomisini adım adım çıkmaza sürüklüyor'

Bakmadan Geçme